Resmi açıklamalara göre trafik kazalarında her yıl ortalama 5 bin kişinin öldüğü, 100 binden fazla kişinin yaralandığı kaydedilmektedir. Ancak istatistiklere girmeyenlerle yaralı olarak kayıtlara geçtiği halde daha sonra ölenleri de bu hesaba eklersek her yıl ortalama 10 bin insanımız trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları %94 insan kaynaklı olmaktadır. İnsan kaynaklı kazalarda %27 sürücünün, %1 ise yolcunun hatası vardır. Geriye kalan %6 lık insan kaynaklı olmayan kazalar ise %5 araç, %1 yol kaynaklıdır.
Bu kazaların sebep olduğu maddi ve manevi yaralar gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde araç ve yolcu sayısı arttıkça, trafik kazalarının da arttığını gözlemlenmektedir. Ülkemizde 1980 yılında 36.914 kazada 4.199 kişi ölüp, 24.608 kişi yaralanırken; 1999’da 438.338 kazada 4.596 kişi ölmüş, 109.899 kişi yaralanmıştır. Bu kaza sayısındaki yaklaşık 12 kat artışa paralel olarak maddi hasar 1980’de 27 milyon dolar iken, 1999’da 261 milyon dolara çıkmıştır. 1999 yılındaki bu 261 milyon dolarlık hasar ile 5 milyon kişi asgari ücretle bir yıl süreyle çalıştırılabilirdi. Ülkemizde son 20 yılda trafik kazalarının neden olduğu maddi hasar toplamı 2,3 milyar doları bulmuştur.
Trafik kazaları çoğu zaman organ ve uzuv yaralanmaları ya da kayıplarıyla sonuçlana bileceği gibi bazı durumlarda da ölümle neticelenebilir. Bu durumlarda kayba uğrayanın kendisi veya ölüm halinde mirasçıların uğradığı maddi ve manevi zararları telafi edebilmeleri için tazminat davası açma lüzumu ortaya çıkmaktadır. Maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin çok sorulan bazı sorulara bu çalışmamızda kısaca değinelim istedik.
Kimler maddi ve manevi tazminat davası açabilir:
Bu hususta ikili bir ayrım söz konusudur. Eğer trafik kazası mağduru hayatta ise borçlar kanunun 41. 45. Ve 47. Maddeleri uyarınca bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Eğer mağdur vefat etmiş ise onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararların tazmini için dava açma hakkına sahiptir. Mağdur ölmeden evvel tazminat davası açtıysa yine bu kişiler davaya devam edebilirler.
Trafik kazasında maddi ve manevi tazminat davası kime karşı açılır:
Kazada doğan zararların kazada kusuru olan karşı taraftan talep etmek akla ilk gelen çözüm olacaksa da kusurun karşı tarafta olmaması, karşı tarafın zararı karşılayacak ekonomik durumu olmaması ya da vefat etmesi durumunda mirasçısının da bulunmaması gibi çoğu zaman karşılaşılan durumlarda başvurulacak yer sigorta şirketleridir.
Zira ölümlü veya bir uzvun yitirilmesi sonucunu doğuran trafik kazalarında tazminat miktarı yüksek olabileceği için karşı tarafın bunu karşılaması çok zor olabilir. Bu sebeple sigorta şirketine karşı açılacak dava en isabetli sonuçları doğurabilir. Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” Hükmünü içermektedir.
Davanın açılacağı sigorta şirketi kazaya sebebiyet verenin trafik veya kasko poliçesini hazırlayan sigorta şirketi olabilir. Bu sigorta şirketleri bir birinden farklı şirketler ise her ikisine birlikten dava açılması da mümkündür.
Trafik Kazasına sebebiyet verenin (zorunlu mali sorumluluk sigortası) trafik sigortası bulunmuyorsa ne yapılabilir :
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası(trafik sigortası), sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. İşletenlerin KTK 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasını yapmaları zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır.
Buna rağmen uygulamada bir çok araç kaçak olarak trafik sigortası bulunamadan trafiğe çıkmakta ve kazalara karışmaktadır. Kanun koyucu yasak olmasına rağmen trafikte seyreden bu araçların verdiği zararlardan dolayı üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda mağdur olmasını engellemek amacıyla güvence hesabını kurmuştur. Böylelikle kazaya sebebiyet veren tarafın trafik sigortası bulunmasa dahi güvence hesabından söz konusu kayıplarının tazminini talep edebilir.
Trafik kazalarında maddi manevi tazminat açma süresi ve zaman aşımı süresi nedir:
Maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için kanunda belirlenen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıldır. Eğer tazminat davası açmaya yetkili olan kişi zararı veya faili öğrenmedi ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren her halükarda 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Bu süreler zararı verene karşı açılacak davanın süresidir. Eğer dava sigorta şirketine karşı açılacak ise bu süre 2 yıla uzayacaktır.
Eğer trafik kazası sonucu ortaya çıkan durum bir cezayı ve ceza davasının gerektirir bir durum ise ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresini uygulanacağından zaman aşımı süresi daha fazla uzayacaktır.
Kazaya sebebiyet veren kusurlu aracın şoförü yada yolcular tazminat davası açabilir mi
Burada yolcuların araç şoförüne veya araç sahibine dava açma hakları pek tabidir ancak ailevi nedenler duygusal nedenler gibi pek çok durumda araç şoförüne dava açılmak istenmemektedir. Peki böyle bir durumda sigorta şirketine karşı dava açılabilecek midir. Burada karşımıza iki tip sigorta poliçesi çıkmaktadır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (trafik sigortası) ve İhtiyari mali sorumluluk sigortası (kasko).
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği onun karşılamak üzere oluşturulmuş bir sigorta türüdür dolayısıyla araçta bulunan kazaya sebebiyet veren şoför hariç yolcularda üçüncü kişi olacağından sigorta şirketine dava açabilirler. Aracın şoförü ise şartları varsa kasko sigortası bulunuyorsa bu şirkete dava açabilir. Eğer şoför veya yolcular öldülerse mirasçıları da bu davayı açabilecektir.
Maddi manevi tazminat kapsamı ve miktarı nasıl belirlenir:
Trafik kazası sonucunda ölüm olayı gerçekleşmişse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin,ölümü nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler.
Yaralanma meydana geldiyse; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir.
Sakatlık oluştuysa; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir.Ayrıca, araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını istenebilecektir.
Tazminatın hesaplanmasında davacının ekonomik durumu ve uğramış olduğu zararların tam olarak tespiti çok önemlidir. Bu hesaplama sırasında hasarlar delilleriyle tam olarak ispat edilemez ise askeri ücret üzerinden zararın hesaplanması ve daha düşük tazminat miktarları söz konusu olacaktır. Özellikle manevi tazminat soyut bir kavram olduğundan kazazedenin uğramış olduğu zararların net ve çok iyi bir şekilde, delilleriyle birlikte tarafından ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususta profesyonel avukatlardan yardım almanın önemi özellikle tazminatın miktarının doğru ve tatmin edici olması yönünden önemlidir.
Bu Makale Av. Hakan Cindemir tarafından yazılmıştır.